Mikrop çeşitleri, canlıların gelişiminin araştırılmaya başlandığı dönemden itibaren incelenen bir konudur. Mikroplar, gözle görülemeyecek kadar küçük tek hücreli canlılardır. Dünyanın her yerinde, özellikle steril edilmemiş her ortamda milyonlarca mikrop yaşamaktadır. Mikrop Çeşitlerini Hangi Bilim Dalı İnceler Mikrop çeşitleri, mikrobiyoloji bilimi ile incelenir ve araştırılır. Günümüze kadar tespit edilen milyonlarca mikrop türü vardır. Mikropaleantologlar tarafından tespit edilen, artık var olmayan ve nesli tükenen mikrop çeşitleri de bulunmaktadır. Mikroplar, amipler, kamçılılar, sporlular ve mikroskobik mantarlar olarak sınıflandırılabilir. İnsan vücudunda hastalık meydana getiren mikrop türleri olduğu gibi, bedenin normal florası içinde çalışan ve yaşam için faydalı olan mikrop türleri de bulunmaktadır. Tarihte Mikrop Araştırmaları Üzerinde araştırma yapan bilinen ilk bilim insanlarının başında Louis Pasteur gelir. Pasteur, bira mayasının kimyasını değiştirerek kuduz mikrobunu geliştirmiştir. Henüz elektron mikroskobunun icat edilmediği yıllarda, kadavra ve kan üzerinde deneyler yaparak mikrop türlerini incelemiş ve omurilik üzerinde en hızlı mikrop gelişimini gözlemlemiştir. Başlıca Mikrop Çeşitleri Canlılarda Yaşayan Mikroplar Bu mikrop türleri, canlı organizmalar üzerinde yaşayan, gözle görülemeyecek kadar küçük canlılardır. Canlı organizmaların üzerinde yaşarken hastalık oluşturabileceği gibi, bedenin normal florasında zarar vermeden de yaşayabilen mikrop türleri vardır. Bazı mikrop türleri ise canlı (in vivo) ortamda yaşarken vücut direncinin düşmesi durumunda atağa geçip hastalık oluşturabilirler. Mantarlar, vücudun normal florasında yaşayabilen mikroorganizmalardır. Özellikle kandida familyasına sahip olan mantarlar, beden içinde normal şartlar altında yaşamını sürdürürken vücut direncinin düşmesi durumunda atağa geçip çeşitli hastalıklara yol açarlar. Leşçil Mikroplar Leş üzerinde yaşayan mikrop türleridir. Genellikle sporla üreyen veya bölünerek çoğalan mikrop türleridir. Ölü organizma üzerinde yerleşince leş üzerinden beslenirler ve bu beslenme sırasında organizmanın çürümesini hızlandırırlar. Leşçil mikroorganizmalar, beslendikleri süre içinde şiddetli gaz salgılarlar ve bu durum leş üzerinden şiddetli kötü kokular çıkmasına sebep olur. Leşçil mikropların leş üzerine yerleşmesi ve beslenmesi, ortam ısısı ve oksijenle temas ile doğru orantılıdır. Mikroorganizmaların bulunduğu ortam ne kadar sıcak ve oksijen oranı ne kadar yüksekse, o kadar çabuk yayılır ve çürümeyi hızlandırırlar. Ortak Yaşayan Mikroplar Bu tür mikroplar, canlı ve cansız organizmalarda yaşayabilirler. Çeşitli maya türleri bu gruba örnek gösterilebilir. Özellikle laboratuvar ortamlarında kültür ekimleri yaparken kullanılan canlı (in vivo) ve cansız (in vitro) besiyerlerine ekim yapılırken yardım alınan mikrop türleri bu grupta gösterilebilir. Birçok bakteri türü ortak yaşayan mikrop grubuna girebilir, özellikle aneorob ve aerob bakteriler bu grupta gösterilebilir. İnsan vücuduna girdikleri anda şiddetli enfeksiyonlara yol açabilirler. Günümüz mikrobiyoloji dünyasında mikropların çeşitlenmesi ve her birinin tek tek sınıflandırılması neredeyse imkânsız olduğundan mikroplar; üreme şekline göre, beslenme şekline göre, yaşadığı floral sisteme göre sınıflandırılabilirler. Mikropları İnceleyen Bilim Dalları
|
Nadan
12 Temmuz 2024 CumaMikropların çeşitleri neden bu kadar farklı ve çok sayıda? Farklı yaşam alanlarında bulundukları için mi çeşitlilik gösteriyorlar? Pasteur'ün bira mayası ve kuduz mikrobu üzerinde yaptığı deneyler bugünkü mikrobiyoloji çalışmalarına nasıl yön verdi?
Cevap yazAdmin
12 Temmuz 2024 CumaMerhaba Nadan,
Mikropların çeşitleri ve sayılarının bu kadar farklı ve çok olması, onların evrimsel adaptasyon yeteneklerinden kaynaklanır. Farklı yaşam alanlarına uyum sağlama becerileri, mikropların çeşitliliğini arttırır. Bakteriler, virüsler, mantarlar ve protozoalar gibi farklı mikrop türleri, çok çeşitli ortamlarda hayatta kalabilir ve çoğalabilirler. Bu durum, doğal seleksiyon ve mutasyonlar sayesinde mümkün olur.
Pasteur'ün bira mayası ve kuduz mikrobu üzerinde yaptığı deneyler, modern mikrobiyolojiye büyük katkılar sağlamıştır. O, mikroorganizmaların hastalıklara neden olabileceğini göstererek, hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için yeni yöntemler geliştirilmesine yol açmıştır. Pasteur'ün çalışmaları, aşı geliştirilmesi ve sterilizasyon teknikleri gibi birçok alanda kılıt öneme sahiptir. Bu nedenle, mikrobiyoloji biliminin temel taşlarından biri olarak kabul edilir.
Selamlar,
Asistan